Prionem Mundum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Prionem Mundum

Büyük yaratılışlar, büyük yıkımlarla başlar.
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yılmaz Erdoğan - Şiirleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Nesy Salvatore
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu



Mesaj Sayısı : 18
Altın : 28
Kayıt tarihi : 16/06/11

Kişi sayfası
RP Seviyesi:
Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Left_bar_bleue90/100Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty_bar_bleue  (90/100)

Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty
MesajKonu: Yılmaz Erdoğan - Şiirleri   Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Icon_minitimePtsi Haz. 20, 2011 9:48 pm

Sana bakmak

Her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

Bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

Sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

Uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

Sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

Bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

Verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

Aana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nesy Salvatore
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu



Mesaj Sayısı : 18
Altın : 28
Kayıt tarihi : 16/06/11

Kişi sayfası
RP Seviyesi:
Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Left_bar_bleue90/100Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty_bar_bleue  (90/100)

Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yılmaz Erdoğan - Şiirleri   Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 9:07 pm

Aşk Hayatı

Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın tenini yakmasıydı
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasıydı...

"Bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nesy Salvatore
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu



Mesaj Sayısı : 18
Altın : 28
Kayıt tarihi : 16/06/11

Kişi sayfası
RP Seviyesi:
Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Left_bar_bleue90/100Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty_bar_bleue  (90/100)

Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yılmaz Erdoğan - Şiirleri   Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 9:11 pm

Sevebilme İhtimali

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nesy Salvatore
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu
Osiris'in Tapınağı Sorumlusu



Mesaj Sayısı : 18
Altın : 28
Kayıt tarihi : 16/06/11

Kişi sayfası
RP Seviyesi:
Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Left_bar_bleue90/100Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty_bar_bleue  (90/100)

Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yılmaz Erdoğan - Şiirleri   Yılmaz Erdoğan - Şiirleri Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 9:13 pm

Yağdıkça

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul

Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden

Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım

Kim daha çok yalan söndürdü çay
bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım

Ben ençok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

Ben...
Yağmur...
Ağladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yılmaz Erdoğan - Şiirleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Nazım Hikmet - Şiirleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Prionem Mundum :: RP Dışı :: Serbest Kürsü :: Edebiyat Köşesi-
Buraya geçin: